AKKUŞ ALAN _ SEFERLİ CAMİ'Sİ TARİHÇESİ
ALAN-SEFERLİ Camisi’nin Tarihçesi.
KARAKUŞ nahiyesi ile ilgili Osmanlı dönemi tahrir defterlerinde rastlamaktayız. Bu bölgenin 15. Yüzyılda Osmanlı hakimiyetine girmesiyle tapu-tahriri idari ve vergi ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
İlk tahrir kayıtlarında Rum (Sivas) vilayeti içinde yer alan Karakuş, nahiye olarak tasnif edilmiştir. Nahiye statüsünde olan Karakuş’la ilgili ilk tahrir kayıtları 1455’e kadar inmektedir.
Bu kayıtlarda Karakuş nahiyesinin Sevüklü (Sevgili), Damuz (Meyveli), Alahtiyan, Kışlak, Depeköy, Alanik (Alan) gibi köy adlarının var olduğu görülmektedir. Bu ilk tapu kayıtlarındaki köy isimlerine daha sonraları yeni köy isimleri ilave edildiğini 19. Yüzyıldaki ilk Osmanlı nüfus kayıtlarından müşahede edebilmekteyiz. Osmanlı’nın bu bölgeye hâkim olması ve Rum vilayetinin teşekkülü ile Karakuş nahiyesi Rum (Sivas) vilayetine bağlanmıştır.
Sivas vilayetine bağlı olan Karakuş, 19. Yüzyılda bir ara Trabzon vilayeti Canik sancağı Ünye kazasına bağlanmasına rağmen Karakuş’un Ünye kazasına uzak olması üzerine tekrar Sivas vilayetine bağlanmıştır.
Karakuşla ilgili Osmanlı Arşivi’nde farklı konularda belgeler mevcuttur.
Bunlardan biri de Hicri 21-29 Şaban 1207 (Miladi 3 Nisan 1793) tarihli Seferli-Alan Camisi’nin yapılışı ve daha sonraki tarihlerde bu camiye imam ve hatip tayiniyle ilgili Evkaf Berat kayıtlarıdır. Karakuş nahiyesinin Müslümanların yaşadığı yerlerde halkın ibadetlerini yapabilmeleri için bazı köylerde cami olduğu bazı köylerde ise caminin var olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durum ise karasal bir iklime sahip olan Karakuş köylerindeki insanların Cuma ve bayram namazlarını çetin kış şartları dolayısıyla ifa edemedikleri anlaşılmaktadır.
Bu sıkıntıyı yaşayan köylerden biri Seferli- Alan köyleridir. 1793 tarihli Evkaf Berat kaydına göre Seferli-Alan köy ahalisi köylerinde cami olmadığını ve kışın Cuma ve bayram namazlarına gidemedikleri için köylerine cami yapmak için merkezden izin istemişlerdir.
İstanbul, bu talep karşısında Karakuş naibi yani günümüzün hakimleri olan o dönemin kadıların yardımcıları olan kişiye göndermiş olduğu beratta “kaza-i mezbure tabi Alan nam karyede ve (…) ve karib yerde cami-i şerif olmayup mesafe baid olmakla eyyam-ı şitada bekleyüp sevab-ı cumadan mahrum olmalarıyla…” şeklindeki ifadeden Alan ve Seferli köylerinde cami olmadığı, en yakın caminin uzak olmasından dolayı köy halkının kışın Cuma ve bayram namazlarına gidemedikleri belirtilmiştir.
Belgenin devamında Alan ve Seferli halkı içinde hayır sahibi olan kişilerin kendi mallarıyla yeni bir cami ve bu camiye bir minber yapmak istedikleri ve bu talebin uygun görüldüğü EV.BRT 4/20-1 numaralı belgedeki “…ahali-i karyeden ashab-ı hayrın kendi atyeb mallarıyla karye-i mezkurede müceddeden cami-i şerif bina ve minber vaz etmek için izn-i hümayun ricasına inayet talep etmeleriyle izn-i hümayunum erzani kılınup buyurdum ki hükm-i şerif-i vacibü’l-… vardukda göresin.” İfadeden anlaşılmaktadır.
Aynı belgenin devamında ise yapılacak olan camiye imam ve hatip tayin edildikten sonra burada Cuma ve bayram namazları kılınıp devletin devamı için dua etmeleri istenmiştir.
1793 tarihinde yapımına izin verilen caminin isminin Seferli-Alan Camii olmasına rağmen bu caminin Alan’da olduğu 22 Eylül 1895 tarihli başka bir evkaf berat kaydında “Evkaf-ı hümayun’a mülhak evkaftan Canik sancağı dahilinde kain Ünye kazasına tabi Karakuş nahiyesinin Alan karyesinde vaki Alan ve Seferli Cami-i şerifinin…” şeklindeki ifadeden anlaşılmaktadır.
1793 tarihinde Alan’da yapılmasına izin verilen Seferli-Alan Camisi’ne imam ve hatiplik görevine Hicri 27 Şaban 1217 (23 Aralık 1802) tarihinde Molla Mehmed’in tayin edilmesi caminin 1800’lü yılların başında yapılabildiğini düşündürmektedir.
Molla Mehmed 1802’de imam ve hatip olarak tayin edilmesinden sonra bu görevi Hicri 1250 (Miladi 1835) tarihine kadar bu görevi sürdürmüştür. 1835 tarihinde Molla Mehmed’in çocuksuz olarak vefatı üzerine bu göreve 29 Zilkade 1250 (29 Mart 1835) tarihinde Süleyman oğlu Mehmed tayin edilmiştir.
Mehmed’in bu görevi ne zamana kadar devam ettirdiğine dair Osmanlı Arşivi’nde mevcut tasnife göre herhangi bir bilgi yoktur.
Mehmed’den sonra Alan-Seferli Camii hatibi olarak Dikici oğlu Hasan Halife ibn- i Abdullah’ın tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Ancak bu kişinin ne zaman göreve başladığı bilinmemekle birlikte bunun da çocuğu olmadan vefat etmiştir. Dikici oğlu Hasan Halife’nin ölümünden sonra ise bu göreve Alan ve Seferli halkının tavsiyesi üzerine Kedivelioğlu Hüseyin bin Molla Ali, Karakuş nahiyesinde Evkaf vekili Hafız Kâşif Efendi’nin de hazır olduğu Kaza meclis İdaresi’nde yapılan sınavı kazandığı, 1257 doğumlu olduğu ve askerlik görevinin olmadığı 22 Zilhicce 1313 (4 Haziran 1896) tarihli belgeden anlaşılmaktadır.
Kaynaklar: BOA. EV.BRT 4/20
Araştırmaçı Yazar Dr. İlhan gök
Haber: www.yesilakkus.com Kuşçulu Temsilcisi Turhan yıldız