54 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

    

ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ

ESİR BAKIŞLAR

Aktif .

ESİR BAKIŞLAR

İstiridyenin incisi gibiydi bakışları.Bir armağan gibi altın kirpiklerine dokundum.Sessizce çiçeklere dokunuşu vardı.Tek ışığı gökyüzündeki ay ışığının yansımasıydı.Bodur boy hatlarının tersine özgüvenli duruşuna hayran bakışlarım zamanı durdurmuştu.Sıradan insanlarla sıradışı öykü yazmamız ve çizmemiz mümkün değildi.Buz gibi havada ağzımdan buharlar fışkırıyordu.Kirpi misali büzüşmelerimde kuş olsaydım tüylerimi dökerdim.Ihlamur kokusu burnuma buram buram gelirken rüzgardan bir karartı oluştu .Soğuğa alışmış kulaklarımı rüzgar ısırıyordu.Uşak ve hamaldan farkımız yoktu.Pamuk hırkam eksi soğuklardaydı.Uzun ve bitmez gecenin sabahı olmayacak gibi görünüyordu.Tuval üzerine yaptığım yağlı boya fırçası elimden yere düştü.Fırçadan damla damla yere boyalar sıçradı.Nefesim duman tüterken bir köylünün yağlı boya tablosunu da bitirmiş mutluluğu vardı.Bizim hayallerimiz üşürken sen nasıl sıcak duruyorsun? Havamı soğuktu insan mı? vesselam.

 

     Yazan

Yazar ve Şair 

Nuray Kaya

TOPRAK KOKUSU

Aktif .

  Kültürel süzgecin ince ayrıntılarının bizlere ulaştığı bilgi yumağıdır insan.

  Döngüsel gelişmelerde geçmişten bu güne kadar insan yaşamında değişim ve kopmalar yaşandığına hepimiz şahit olmaktayız.

  Doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ile eşsiz doğa güzellikleri olan bir Mezopotamya'da yaşıyoruz. Anadolu'nun kapılarını Türklere açan bir Alparslan düşünüyorum. Öyle bir Alparslan ki kutlu destanlarla kocaman toplumda hafızalara kazınmış zaferler kutlayan, on binlerce Türk'ün azimli mücadelesini nesillere ışık tutabilmiş.

  Mezopotamya gibi heybetli bakardı gözlerin ey sarı saçlı, mavi gözlü Atatürk. Voltam izinde bir çocuk çığlığında şaşı kalırdı. Öksüz ruhuma takvimler dik dik bakarken yüzümle dalga geçermiş gibi yıllar hoyrattı. Nehirler çosarken avuçlarım parmaklarımı sakıncalı sıkardı. Çığlık çığlığa suskunluklarımı eşkiya bahar sarmıştı. Dudaklarımı kanatırcasına ısırdığım yorgun şehrin kaldırım taşları sabır denilen ibareyle boynunu bükerdi.

  Özgürlük kokusu sert bakışımda asi yürüyüşümle fısıltıya dönüşürdü.Yarım yamalak bitmemiş yola düşer mi insan? Bitmemiş yolları da bitiren insan. Faili meçhul olmuş düşlerim kaybolur kum tanelerinin arasında. Deniz desen dalgalı. Dağlar sisten gözükmez olmuş. Her gün güneş yüzüme çarparken suyun kalbi olsa kalbini öpmek isterdim. Susuz bir yaşam ne kadar gerçekçi olurdu? Dillerde kaderin ağıtları söylenirken pusu düşer, kimliksiz kelebeğin özgür kanadında, pastörize sessizlikle mayalanır tüm umutlar. Umut dolu gülüşlerimi çocuksu yüzlere bıraktım. Bu yüzdendir sütten kaymak yüzlerin masum bakışlarına müptela kaldım.

  Ey insanoğlu, ey insan!... Hayat seni nereye ekerse eksin çiçek aç. Çiçeği umut olan toprak unutma ki bu öyle bir toprak kokusu ki vatanın her karış toprağına borcun var.... borcumuz var.

yazar& şair

Nuray Kaya

www.yesilakkus.com KÖŞE yazarımız Nuray Kaya